Türkiye’nin enerji stratejisi üzerine bazı öneriler
Enerji insan faaliyetlerinin her alanına nüfuz etmiştir. Bu nedenle dünyadaki ülkeler yurttaşlarına düşük maliyetli, güvenli, sürdürülebilir enerji erişimi sağlamak için çaba göstermekte bu düzlemde birbirleriyle rekabet etmektedirler.
Enerji, gezegenimizin, hayatımızın, ekonomilerin, askeriyenin belkemiği, en önemli nirengi noktasıdır. Aynı zamanda en önemli güç kaynaklarından, ihtilaf ve çatışma alanlarından birisi olarak karşımıza çıkıyor ve çıkmaya da devam edecektir. Enerjide herkes kendi menfaatlerine göre farklı bir bakış açısı yakalayabilir. Enerji söz konusu olduğunda akla hemen petrol ve doğal gaz gelmekte ancak; kömür, yenilenebilir enerji, nükleer, hidro, çevre, iklim değişikliği, yatırım, finansman, teknolojik devrimler, jeopolitik dengeler ve mücadeleler gibi süreçlerin tamamı da enerji ile birebir alakalıdır. Tüm bu genel enerji girişiyle beraber, yazının ana fonksiyonu olan Türkiye’nin enerji stratejisi üzerine önerilere geçmeden önce, Türkiye’nin jeopolitiğinin incelenmesi ve enerjinin Türkiye için öneminin ne olduğunun altının çizilmesi gerekir.
Türkiye, Afro-Avrasya anakarasının merkezinde yer alan, bir yarımada ülkesidir. Çok girift bir coğrafyanın merkezinde olan Türkiye gerçekleştireceği her politika hamlesinde, bu jeopolitik düzene göre de hareket etmelidir. Bugün Türkiye, bir çok sorunla mücadele etme noktasında olan bir ülkedir. Güneydoğusunda PKK/YPG gibi terör örgütlerinin varlığına ilaveten bir iç savaş ortamının bulunması, Akdeniz coğrafyasındaki küresel denge hareketleri ve Türkiye’nin burada konum belirleme hamleleri gerçekleştirmesi, kuzeyde Rusya’nın emperyal eylemleri, Ege’de Yunanistan’la mil sorunları, Kafkasya jeopolitiğindeki Laçin koridorunun varlığı…
Türkiye’nin coğrafyasında ilkakla gelen dış politik ve güvenlik konularıdır. Tüm bu konulara ek olarak, uluslararası ilişkilerin yeni gözde konusu “enerji” alanında da Türkiye son yıllarda atılımda bulunan ülkelerden birisidir. Bölgesindeki enerji sahalarının varlığı, enerji geçiş güzergahı konumunda olması Türkiye’nin bu konuya özel olarak yoğunlaşmasının nedenlerindendir. Enerji jeopolitik oyununun bir oyuncusu olarak Türkiye, 21. yüzyılın ilk çeyreğinin sona ereceği 2025 yılına girerken enerji konusunda stratejik adımlar atmalıdır. Bu noktada çalışmamızı, genel tespitler, fosil yakıtlar, yeni enerji teknolojileri ve nükleer enerji alanlarına ayıracağız ve her alanda ilgili analizi yaparak ve olması gerekenleri söyleyerek çalışmamıza son vereceğiz.
Genel Tespitler - Enerji politikaları, beklenmedik olumsuz değişikliklere karşı koyabilecek ve aynı zamanda, bozla gelişen olumlu değişimlerden faydalanacak şekilde tasarlanmalıdır. - Esneklik sağlayacak seçeneklerin planlanması ile uzun ömürlü altyapı ve teknoloji yatırımlarının sebep olabileceği kilitlenmelerin asgari seviyeye indirilmesi temel politika öncelikleri olmalıdır.
- Türkiye ekonomisinin enerji ihtiyacının karşılanması fosil yakıt ihtiyacına dayanmaktadır. Bu durum ülke bütçesine ağır bir yük getirmektedir. Yerli üretimin artırılması ve enerji verimliliğinin geliştirilmesi akla ilk gelen politika seçenekleridir. - Türk ekonomisinin enerji verimliliği performansı endişe verici değildir. Ancak mevcut durum, enerji verimliliği politikalarının sistemli uygulanmasından ziyade, verimlilik odaklı olmayan politikaların kesişmesinin ortaya çıkardığı bir sonuç olarak görünmektedir. Fosil Yakıtlar - Küresel gaz piyasalarının muhtemel entegrasyonu, Rusya ile AB arasındaki karşılıklı bağımlılığın evrimi ile yakından ilgili olacaktır. Burada Türkiye, transit ülke rolünde ve Hazar bölgesi kaynaklarına erişimde gözlenebilecektir. - Irak, hem entegre hem de bölünmüş enerji piyasaları koşullarında, Türkiye’nin doğal enerji ortağıdır. Kapsamlı işbirliği her iki ülkenin değişken enerji piyasalarından fayda sağlamasına imkan verecektir. - LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) arzı sürekli ve güvenilir bir kaynak haline geldiği ölçüde, ulusal gaz arzı güvenliği stratejisinin daha net ve ölçülebilir şekilde planlanması mümkün ve faydalı olacaktır. - Türkiye, ulusal gaz satın alma stratejisini planlamalıdır.
- Türkiye’nin gaz satın alma stratejisi, küresel gaz fiyatlandırma mekanizmasındaki köklü değişikliklerehazırlanacak şekilde oluşturulmalıdır.
- Artan LNG ticareti, Türkiye’nin çevresindeki kaynaklara yönelik talebin çerçevesinde, Türkiye’nin küresel gaz ticaretinde daha merkezi bir role sahip olmasını güçlendirecektir. Türkiye pozisyonunu buna göre almadır. Yeni Enerji Teknolojileri
- Yüksek büyüme potansiyeli taşıyan Türkiye’nin, ülkede YET imalat ve bilgi sektörlerini bir an önce kurmalıdır.
- Türkiye’de YET sektörünün geliştirilmesi bir teknoloji ve sanayi konusudur. Türk YET sanayiinin doğma aşamasında olduğu düşünülürse herhangi bir ulusal YET üretme stratejisinin, diğer ülkelerle işbirliğini kolaylaştıracak mekanizmaları kapsaması gerekir.
- YET konusunda politika oluşturma süreci, dinamik karar alma prosedürünü açıkça ortaya koymalıdır. Nükleer Enerji - Türkiye’nin nükleer enerji stratejisi; maliyet, enerji güvenliğini artırıcı etkisi, karbon salınımlarında azalttım ve teknoloji transferi gerçeklerine dayandırılmaktadır.
- Türkiye, nükleer enerjiye yatırım stratejisinin ayrılmaz bir parçası olarak, küresel emniyet ve nükleer tehditlerin yayılmasını önleme çabalarına entelektüel ve diplomatik sermaye yatırımı yapmalıdır.
- Türkiye, uluslararası nükleer tehditlerin yayılmasının önlenmesi ve emniyet tartışmaları ile ilgili girişimlerde, küresel düzeyde kabul gören, sorumlu bir aktör konumuna gelmelidir.
Genel Kavramlar
- Öncelikle doğalgazda Rusya’ya bağımlılık derecesi en az AB düzeyinde düşürülmeli, Brüksel ve Güneydoğu Avrupa başkentleriyle ortak doğal gaz ikmal güvenliğigeliştirmelidir.
- Azeri, İran, Doğu Akdeniz gazı alım sözleşmelerinde elverişli koşullar oluşturulmalıdır.
- Aliağa ve Marmara Ereğlisi LNG kabul tesislerine ilaveten yeni tesis yapılmalıdır.
- Enerji verimliliği, nükleer ve doğalgaz hedeflerinin tutturulmaması ihtimaline karşı, alternatif yakıtlara da yoğunlaşılmadır.
- Doğalgaz şirketlerinin ülke dışında arama, üretim ve taşıma işlerine girmelerine zemin hazırlanmalıdır.
- Doğalgaz ile jeopolitika bağlantısı gözardı edilmeden dışpolitikada “soft power” stratejisinin gerekliliği çerçevesinde “bölgesel merkez” olmak için adımlar atılmalıdır. Türkiye, Azerbaycan’dan Bulgaristan’a, İran’dan Suriye’ye bölgesindeki en güçlü “bölgesel devlet”tir. Enerji konusunda da Türkiye, gerekli stratejik adımları atarak ve gücünü artırarak bölgesindeki en önemli güç olarak varlığını devam ettirmelidir.
Kaynakça: Mehmet Öğütçü, Yeni Büyük Oyun, Doğan Kitap, Nisan 2017, 1. Baskı. Global İlişkiler Forumu, 21. Yüzyılda Türkiye’nin Enerji Stratejsi Raporu, 2013. Global İlişkiler Forumu, Değişen Küresel ve Bölgesel Güvenlik Koşullarında Türkiye: Bazı Tespitler ve Öneriler Raporu, Şubat 2015. Dışişleri Bakanlığı web sitesi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı web sitesi.
SON XƏBƏR / KARUSEL / YAZARLAR
Tarix: 16-05-2021, 23:29