24 NİSAN’DA NE OLDU? - Soner DEMİR yazır
Ermeni sorunu, özellikle son yıllarda siyasal propaganda aracı olarak bir çok devletin parlementosunda 24 Nisan tarihinde, anma günü olarak ilan edilmekte, sözde soykırım kararı diasporanın da etkileri ile ülke parlamentolarından geçirilmektedir. Algı 24 Nisan 1915 sözde soykırımın başlatıldığı gündür. Ancak durum tarihsel argümanlar incelendiğinde öyle değildir.
Şimdi her yıl 24 Nisan’da sözde “soykırım günü” olarak kabul edilen olay da işte bu dönemde yaşanmış; 24 Nisan 1915’te Ermeni ihtilalcilerin İstanbul’daki liderleri tutuklanmışlardır. 24 Nisan 1915’te bir katliam söz konusu değildir, devlet isyana girişen ihtilalcilerin liderlerini tutuklama kararı almıştır. Bu noktada son olarak tehcirin üzerinde durmakta fayda vardır. Ruslar Doğu Anadolu’yu istila etmek üzereyken, Ermenilerin Ruslarla işbirliği yapmaları ve ayaklanıp isyan çıkarmaları üzerine Osmanlı Hükümeti zorunlu tedbirler almak durumunda kalmış ve Mayıs 1915’te tehcir kararı almıştır. Yani bölgede yaşayan Ermenileri Anadolu’nun başka vilayetlerine göç ettirme kararıdır. 26 Mayıs 1915 günü Dahiliye Nezaretinden Başvekalete gönderilen bir yazıyla, Doğu Anadolu’da düşmanla işbirliği yapacak ve düşman saflarına katılacak Ermenilerin, Doğu Anadolu’dan Suriye ve Irak bölgesine göç ettirilip, oralarda iskan ettirilmesinin gerekli olduğu bildirilmiş ve tehcirin usul ve kurala bağlanması istenmiştir. Bu noktada önemle üzerinde durulması gereken nokta, tehcir ettirilecek bölge olan Suriye ve Irak tarafları Osmanlı toprağıdır. Yani tehcir, Osmanlı coğrafyası içerisinde bir göç durumudur. 27 Mayıs 1915 günü, parlemento kapalı olduğundan, “Vakti seferde icraatı Hükümete karşı gelenler için ciheti askeriyece ittihaz olunacak tedabir hakkında Kanunu muvafakat” isimli geçici bir kanun çıkarılmıştır.
Kanun kararının kısaca özeti, savaş sahasına yakın olan ve işbirliği içerisinde olan Ermenilerin, bu sahadan uzaklaştırılarak güneye sevk edilmesi durumudur. Ermenilerin nakledilecekleri yerlerde temelli kalmaları öngörülmüş, ayrıldıkları yerlerle ilişikleri kesilmiş ve geride bıraktıkları geride bıraktıkları taşınmazları tasfiye edilip kendilerine ödeneceği ve taşınabilir mallarının kendilerine ulaştırılacağı belirtilmiştir. Tehcirle ilgili şu anda Ermenilerin iki iddiası vardır. Birincisi, tehcir sürecinde 1,5 milyon Ermeninin öldürüldüğü iddiası, ikincisi ise bu kararın Osmanlı devlet politikası olduğu ve Ermenilere yönelik sistemli bir soykırım iddiasıdır. Her iki iddia da hiçbir hukuki dayanağı olmayan, belge ve bilgiye dayanmayan söylemlerdir. Ermenilerin, 1,5 milyon Ermeni öldü iddiası, belgelerle ispat edilerek yanlış ve yalan bir bilgi olduğu ortaya konmuştur. Sistemli soykırım ve devlet politikası iddiaları ise, tıpkı 1,5 milyon Ermeni öldü iddiasıyla eş değer bir iddiadır. Bir günde alınan iskan ve yer değiştirme kararının sistemli devlet politikası olması durumu söz konusu dahi değildir. Hâl böyle iken son yıllarda her 24 Nisan’da özellikle Batı ülkelerin parlementolarında sözde soykırım için kabul günleri düzenlenmektedir. Amerikan Başkanı’nın 24 Nisan’da ağzından çıkacak kelimeler merak edilir olmuştur.
Bu bağlamda konuyu Türk milliyetçiliğini doruklarda yaşayan bir yazarın sözlerinden ziyade akademik disiplinde reel-politiğe önem veren bir yazarın analizi ile yazıyı sonlandırmak gerekirse; - Türk tarafının belgeleri açıktır! - Çiçeği burnunda Amerikan Başkanı Biden, Kongre’nin eleştirilerine ses çıkarmayacaktır ancak her 24 Nisan’da olduğu gibi bilinen açıklamanın dışına çıkmayacaktır. - Türkiye’nin son dönem askeri ve politik atılımlarından hayli rahatsız olan Avrupa devletleri 24 Nisan için bilinen palavralarını atmaya devam etseler de bu palavraların bağlayıcı olmadığını bileceklerdir. - Son söz ise şudur ki Ötüken Ormanları’ndan yola çıkmış, Türk-Cihan Hâkimiyeti mefkûresini benimseyerek Adriyatik’ten Avrupa içlerine kadar kızıl elmasını yüzlerce savaşta uygulamış Türkler, savaşın en azılı anında bile savaş hukukundan dışarı çıkmamış, değil soykırıma acize el kaldırmaya bile tevessül etmemiş bir millettir. Türkün tarihinde soykırım yoktur. Bu tarih ise dünya kurulduğundan beri varolan tarih anlayışıdır! Not: Yazıda bazı bölümlerde Bilal Şimşir’in Ermeni Meselesi kitabından alıntılar yapılmıştır.
KARUSEL / YAZARLAR
Tarix: 17-04-2021, 23:52